Sevgili Dost;
Ben kısaca Benazir. Anlamını merak ettiysen eğer; Eşi benzeri olmayan demek.
Aslında herkes biraz benazirdir bence. Ben de zaten herkesin benazirliğini Benazir’ce anlamaya gayret ediyorum. Son yıllarımı böyle özetleyebilirim sanırım. Hayat bence hayli bilge ve adil ve herkesi olması gerektiği kişiye dönüştürmek için özenle çeviriyor büyülü çarklarını. Benim payıma düşen de ‘insan’ imiş. Psikologluk sadece bir meslek değil bir yazgı imiş benim için adeta.Yaşadıkça daha iyi idrak etmeme yardımcı oluyor zaman.
Gelelim hikayeme ; en doğuda olan şehirlerden birinde,kollektif bir toplumun bağrında açtım gözlerimi 1988 yılının Ekim’inde. O günden beri dünyalıyım ve o günden beri aslen nereli olduğuma dair içimi saran o gizemli ve heybetli soru üzerine arayışım sürüyor. Kendini arayana yardım gelir ya hayattan,Psikoloji bilimi ile yolum kesişiverdi derken.
2008 yılında İstanbul Arel Üniversitesi Psikoloji Bölümü’ne %100 Burslu olarak girdim. Bir yıl İngilizce hazırlık sınıfı olmak üzere 5 senenin sonunda Psikoloji lisansımı 2013 yılında tamamlamak nasip oldu. Yüksek onur öğrencisi olarak mezun olmuştum. Oysa ömür boyu hayatın öğrencisi olmak hep onurlu bir şeymiş zaten,sonradan öğrenecektim.
Meslekte ilk görev yerim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde hizmet veren bir Kadın Konuk Evi oldu 2015 yılında. İnsanın en mağdur haliyle yüzleştim,şiddetten muzdarip kadın ve çocuklarla birebir çalıştım. Aramızda kurulan bir gönül bağı idi o insanlarla,devletin korumacı ve yumuşak eli görevi misyonu verilmişti bendenize ve o merhamet duygusundan payıma biraz daha insan olmayı öğrenmek düştü çok şükür.
2014 yılında tanıştığım Dokuz Yüz Katlı İnsan ve Nefs Psikolojisi kitapları mesleğe Maneviyat Psikolojisi perspektifinden bakmama vesile oldu ve böylece modern psikoloji ile tasavvufun harmanlanarak bütünleştirildiği eşsiz bir bilgi birikimini müşahade etmek nasibim oluverdi. Aklımın yetmediği ve bilgimin yetersiz kaldığı durumlarda Maneviyat Psikolojisinin kalbe şifa olan eşsiz öğretileri yolumu bulmamı ve yardımcı olmaya çalıştığım insanlara daha insanca yaklaşmamı sağladı. Zorlu görev yerimde anlıyordum ki bazı işler yalnızca akıl ile değil kalbin yumuşak enerjisinin yardımı ile sürdürülebiliyormuş.
Aile Bakanlığı ile yolum 2016 -Mayıs ayında Sağlık Bakanlığında yeni hak kazandığım görev dolayısıyla ayrıldı. Yeni görev yerimde psikiyatrik hastaların hastaneye sevkini ve hastane sonrası süreçlerini organize ederken,hem hastalarla hem de hasta yakınlarıyla birebir çalışma fırsatım oldu. Görevimi ifa ederken okulda edindiğim mesleki becerilerin yanı sıra bazen yalnızca motive edici yumuşacık bir cümlenin bir hastaya nasıl şifa olduğunu ve yalnızca ufak bir tebessümün ümitleri kırılmış hasta yakınlarına nasıl güç olduğunu anlamama vesile oldu çalıştığım dertli ve güzel insanlar.
2018 yılında meslekte daha profesyonelleşmek adına Arel Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji Yüksek Lisansına başladım. Maneviyat Psikolojisinin ruha iyi gelen yumuşak şifasının üzerine modern psikolojinin öğretilerini,son dönem yeniliklerini ve pratikte uygulamayı kolaylaştıran tekniklerini yedirmeyi niyet ettim. Üç dönem boyu devam eden eğitimim,işten sonra okula koşturmamı ve soluksuz kalırcasına tempoda kalmamı gerektirip bedenimi yorsa da ruhuma ilaç gibi geliyordu. Çünkü biliyordum ki insan kendinden büyük bir amaca bağlandığı zaman enerjisi bitmek bilmiyordu. Benden büyük olan amacımın ismi ise ‘insan’ idi. Çünkü bu dünyaya uğramış her ruh,önce büyük tevhid denizinden koparak ilk ayrılığı yaşamıştı ve o ilk ayrılığın ağırlığıydı sinesine oturan bilse de bilmese de… O halde hepimiz aynı dertten muzdaribiz özümüzde, o halde derttaşız.
Ve böylece yaralı insanları,yine aynı yaralı insalığımla dinleyip,onlara can kulağı olmak benim mesleğim,bu benim hayatımın karakteri oldu.Şifanın sahibi Cenab-ı Hak bendenizi kullarının yaralarının şifasına sebep olacak bir aracı olarak kullanır ise ne mutluluk ,ne saadet bana.
Tanıştığımıza memnun oldum sevgili dost..